Olayları
olduğu gibi anlatmamak, muhtemelen bir ideolojik saptırmanın sonucudur. Bu,
kadimden bu yana, “kasıtlı körlük” denebilecek bir biçimde, ya da “zihnin
perdelenmesi” gibi daha “kasıtsız” bir surette olagelen “ideoloji” tanımlarına
giriyor. Ancak bazen de, hiç beklemediğimiz bir biçimde, üzeri hayli örtük, kasıtlı
olup olmadığı muğlâk bir tezahürü oluyor ideolojinin. Slavoj Zizek, bu tür
ideolojilerin avcısı denebilir.