“Uluslararası
Sosyal Tarih Enstitüsü (USTE), 1989’da Osmanlı ve Türk Tarihi alanında bir
araştırma programı başlat[ır].” Bu sebeple oluşturulan maddî imkânların en iyi
nasıl harcanması gerektiği düşünülürken, bir araştırma grubu kurulup iki defa
toplantıya çağrılması ve ilkinde konular belirlenip, ikincisinde bildiriler
sunulması kararlaştırılır. “Osmanlı’da sosyalist hareketler” ile ilgili ilk
toplantı grubunu yönetmesi için Mete Tunçay çağrılır ve bu alanda çalışan pek
çok tarihçinin katılımıyla “Osmanlı İmparatorluğu’nda Sosyalizm ve Milliyetçilik (1876-1923)” isimli kitap çıkar ortaya. Tabi araştırmanın
yöneticilerinden birisi de Erik Jan Zürcher’dir. Kitap tek kelimeyle harika;
ama girişte Feroz Ahmad’in makalesi çok ama çok önemli bir konuya parmak
basıyor...
üzerinden geçip gittiklerimi geri dönüp tekrar hatırlayabilmek ve bu arada etrafını azıcık eşeleyebilmek, hikâyelerini merak etmek için yazdığım blog.
osmanlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
osmanlı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Haziran 23, 2014
Haziran 02, 2014
Huzur’un kıyısından: Yaşar
![]() |
Muzip de bir adamdı rahmetli... |
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanında Yaşar isimli bir
karakter var. Nuran’ın dayısı Tevfik Bey’in oğlu. Tanpınar bu baba oğulu şöyle tasvir
ediyor: “Tevfik Bey büyük bir hüsnüniyetle işe başlayıp küçük zevk
düşkünlüğünde çehresini tamamlayan Tanzimat’tı. (...) Yaşar Bey daha ziyade
İkinci Meşrutiyet’ti, onun huzursuzlukları ile doluydu.” Yaşar, Avrupa’da gezip
tozmuş, bir yığın ‘züppece’ maceraya atılmış, sonunda dönüp babasının konağında
vakit öldüren bir mirasyediye dönüşmüş, Tanzimat romanında sıkça karşımıza
çıkan bir tip. Tanpınar, bu tipe ufak bir derinlik ekliyor: Hastalık hastası...
Mayıs 19, 2014
Devlette müzmin kadro meselesi...
![]() |
Son fotoğraflarından birisi... |
Sultan II. Abdülhamit, 1879’un 26 Mayıs akşamı, dönemin İngiliz Büyükelçisi Austen Henry Layard ile dostâne bir akşam yemeği yer. O sıralarda zihninde dolaşıp duran
kapsamlı reformları, üzerine notlar aldığı küçük bir defterden Büyükelçi Layard’a
okutur. Hayatın ve devletin hemen her alanını düzenleyecek bir dizi yasayı
çıkartmak istiyordur. Fakat iki sebepten bunları yapamadıklarını söyler...
Mayıs 02, 2014
Tahirü’l Mevlevî ve Gelenek
![]() |
Cumhuriyet döneminde sarığını çıkarsa da, İstiklal Mahkemeleri'nde yargılanmaktan kurtulamaz. |
Tahirü’l Mevlevî, Osmanlı’dan
Cumhuriyet’e geçerken nelerin kaybolduğunu görebilmek adına mühim bir şahsiyet.
Geride pek çok eserin yanı sıra, “Matbuat Âlemindeki Hayatım” isimli hatıra
kitabı, hayli güzel hikâyelerle dolu. Onlardan bir tanesi, Tahir Efendi’nin
Sebilürreşad mecmuasında yazarken, 199. sayısında çıkan, Şeyh Galib’in ölüm
yıldönümünde yapılması planlanan bir “anma töreni”ne dair itirazı.
Etiketler:
anma merasimi,
gelenek,
irtica,
matbuat,
osmanlı,
Sebilürreşad,
Şeyh Galip,
Tahirü'l Mevlevî,
yenilik
Nisan 24, 2014
İki kadın şairin hikâyesi
![]() |
Tabi ki bu kadınlar, o şairler değiller. |
Zeyneb Hatun ve Mihrî Hatun, aynı
devirde yaşayıp aynı şiir meclislerinde erkeklerle beyit yarıştırmış, devrin
Amasya’sında sancağa çıkan Şehzade’nin etrafında bulunmuş, şiirleriyle,
nazireleriyle, pek çok tarihçiden aldıkları övgüyle Osmanlı edebiyat tarihinde hayatlarını
sürdüren iki hatun kişi. Aslında ben Zeyneb Hatun’un Fatih Sultan Mehmed’in
karşısına peçesiz çıkıp -maalesef karşılıksız kalan- aşkını iki beyitte takdim
ettiğini bilirdim. Lakin Mihrî Hatun da, hemen yanında beliriverdi. Haliyle bu
hikâyede -bazı tarihçiler aynı devirde yaşadıklarına dair kesin delile
rastlamasalar da- birini birinden ayırmak mümkün değil.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)